Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║
Hoşgeldiniz.

sizde sitemizin tüm içeriğinden faydalanmak istiyorsan üye olun veya üye iseniz giriş yapınız iyi forumlar .

Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║
Hoşgeldiniz.

sizde sitemizin tüm içeriğinden faydalanmak istiyorsan üye olun veya üye iseniz giriş yapınız iyi forumlar .

Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║

Welcome to the site & Siteye Hoşgeldiniz.

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Galeri
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 141 kişi 5/14/2011, 14:38 tarihinde online oldu.
En son konular
» Peki bunlari biliyormuydunuz
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty7/8/2011, 11:46 tarafından Nymphadora.*

» Benden avatarlar .
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty7/8/2011, 11:42 tarafından Nymphadora.*

» TÜM YALANLARA HAYIR!!!!!!
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty7/8/2011, 11:20 tarafından Nymphadora.*

» Dünyalar kadar seviliyosun (:
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty7/8/2011, 11:04 tarafından Nymphadora.*

» Soner aktas`in youtube sitesindeki özel videolari..
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty7/8/2011, 11:03 tarafından Nymphadora.*

» Antalya Manzara Resimleri..
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty7/8/2011, 11:00 tarafından Nymphadora.*

» Ben
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty7/8/2011, 10:51 tarafından Nymphadora.*

» İTAAT EDENLER GİDECEK BİAT EDENLER GELECEK..!
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty12/31/2010, 05:46 tarafından Admin

» Şimdi tanıdınmı beni ?
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty12/17/2010, 08:55 tarafından Admin

Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde SoNeR AkTaŞ adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║ adresi saklayın ve paylaşın
Anket
Forum

 

 TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 132
Puan : 655
Kayıt tarihi : 03/10/09
Nerden : Antalya & Almanya

Kişi sayfası
Rep Gücü :
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Left_bar_bleue1000/1000TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty_bar_bleue  (1000/1000)

TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty
MesajKonu: TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR   TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR Empty12/1/2009, 08:02

TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR

Almanya’dan gazeteci bir dostum aradı. Bir meslektaşımızın Antalya"ya geleceğini ve Türkiye-AB ilişkileri konusunda bir makale yazacağını söyledi. Gelecek arkadaş Türkiye’nin katılımına sıcak bakıyormuş. Benim adımı, telefonumu vermiş, yardımcı olmamı istiyormuş. Kabul ettim. Neticede bir yerde memlekete hizmet durumu.

Ertesi gün aradı, buluştuk. Bir yerde oturduk bir-iki fincan çay içtik. Nereye gitmek istediğini sordum. “ Camii” dedi. “Niye”, diye sordum. “Sen Müslüman mısın?”. Değilmiş, ama merak ediyormuş. Neyse üc kapilardaki camiye gittik. Bana kubbenin çapından, avizenin ağırlığını, toplam kapalı alanın metrekaresinden, avlunun kapasitesine kadar sorular sordu. Önce soruyu soruyordu, ondan sonra cevabını veriyordu.

Sonra akşam oldu. “Türkler gibi eğlenmek istiyorum” dedi. “Siz nasıl eğleniyorsanız, bir akşamı nasıl geçiriyorsanız, tam öyle”. “Yahu yapma” dedim, “bünyen kaldırmaz” dedim, dinletemedim. Eh, artık keyfi bilir. O yıllarda Antalyadada benim en sık uğradığım mekânların başında olan bir yere gittik(ismi bende kalsin) gittik.

Önce dekorasyondan büyülendi. Hatta not defterini çıkardı, ufak tefek eskizlerini çizdi. Derken ney taksim başladı. Çok şaşırdı; “Bu dini bir enstrüman değil mi? Dini müzik çalıyor. Burası dindarların devam ettiği bir lokanta mı” diye sordu. “Boşver” dedim, “takıl”.

Neyden sonra ise –Neyzen’de adet olduğu üzre aryalar okunmaya başlandı. Misafirim biraz daha şaşırdı. “Sizde” dedi, “dinî müzik dinleyen, opera da dinliyor mu?”. “Sizde dinlemez mi” diye sordum, aklı karıştı. Bu arada hayret içinde masaya yığılmaya başlayan mezelere, masalardan masalara yapılan rakı-meze ikramlarına bakıyordu. “Burada herkes birbirini tanır mı” diye sordu, “yoo, yahu boş ver, sen takılmana bak” dedim.

Aryalar bittiğinde ise sıra popüler şarkılara geldi. Benden sözlerini çevirmemi istedi. Bir-iki şarkı sonra not defteri yeniden çıktı ve deli gibi not tutmaya ve soru sormaya başladı. Alevi türküsü okununca, “burası Alevilerin yeri mi?”, Dokuz sekiz çalınca, “buraya Çingeneler mi geliyor”, Ege türküsü okununca “buradakiler efeleri neden destekliyor?” diye sorular sordu durdu. Arada bir de “bu müziklerden birini dinleyen ötekileri de dinliyor mu” diye sordu, daha da neler neler;

- Şu Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar
- Buraya Urfalılar mı geliyor?
- Hayır.

- Lörke, lörke, lülülülü
- Burası Kürtlerin mi?
- Hayır

Bunlara anlam vermeye çalışırken, önce “Çiao Bella” sonra da “Venseremos” çalınca birden ciddileşti.

- Bana istediğini söyle, ama ben bunun Şili Komünist Partisi marşı olduğunu biliyorum.

-Doğru, öyle zaten.
-Burası Komünistlerin mi?
-Şöyle bir çevrene bak, öyle mi görünüyor?
-…

Hayatında peçetenin sadece ağız silmek için olduğunu zanneden ve çatal-kaşık ile tabağa vurarak hiç bateri çalmamış bu arkadaş, sandalyelere çıkanlardan da önce biraz korktu. Sonra onun da içi gitti, fark ettim, ama bir şey söylemedim.

Mezeler bitip, balıklar geldiğinde ise fena afalladı. Önce “biz yemek yedik ya” dedi, sonra “ama ben doydum” dedi, fakat ben “madem Türk gibi eğleneceksin, bunu da yemelisin” deyince, pek itiraz edemedi. Bu arada ben de şarkıları türküleri çevirmeye devam ediyordum. Ben çeviriyordum, o dehşet içinde bana bakıyordu, sonra bir soru soruyordu, ben de cevap vermeye çalışıyordum;

-Yaslan dağın yamacına Halil İbrahim.
-İbrahim kim? Meşhur birisi mi?
-Ben ne bileyim.
-Herkes alkışlıyor, onlar mı tanıyor?
-Bilmem. Yahu, güzel bir türkü işte, takılmaya bak.

-Düşman galip geldi haklayamadım, döküldü cephanelerim toplayamadım.
-Bu, kahramanlık türküsü mü?
-Hayır, eşkıya türküsü.
-Bu eşkıyalar politik mi?
-Yok be, bayağı eşkıya. Bizde eşkıyaya türkü yakarlar.


-Peki şu kızla adam niye romantik romantik dans ediyor.
-Şarkı güzel.
-Ben bunu anlamıyorum. Yani aşk, düşman, cephane?
-Boş ver işte, takıl.

-Vur hançeri kadınım ben öleyim.
-Neden kadınının onu bıçaklamasını istiyor?
-Çok seviyor.
-Seviyorsa evlensinler.
-Evlenemezler.
-Niye?
-Dedim ya, birbirini çok seviyorlar.

-Kanım aksın ki, terk etmem seni.
-Neden kanı akıyor, kaza mı geçirmiş?
-Yok canım. Yani o kadar çok seviyor. Seni terk edersem öleyim diyor.
-Biraz garip.
-Yahu boş ver, sen takıl.

Bir-iki şarkı daha dinledi. Sonra patladı;
-Yahu sizde bütün şarkılar aşk ve ölümle ilgili.
-Evet, ne olmuş. Hayat da öyle. Başka ne var ki?
-Doğru aslında. Ama biraz garip değil mi?
-Ne yapacaktık, çayıra çimene şarkı mı yazacaktık? Biz bu kadarını yapabiliyoruz.

-Yanlış anlama. Hepsinin de sözleri çok güzel.
-Sorun ne?
-Bilemiyorum.

Bütün masalar ağzı kulaklarında hoplaya-zıplaya “sürünüyorum” diye göbek atarken, yüzünü görmeliydiniz. Sonra Çile Bülbülüm çalınca, bu defa komaya girdi.

- Bu şarkıda Allah diyorsunuz.
- Evet, deriz.
- Ama Allah deyip rakı içiyorsunuz.
- Ne olmuş, içeriz.
- Yanılıyorsam, lütfen düzelt. İslâm’da alkol günahtır.
- Doğru.
- O zaman neden yapıyorsunuz?
- Güzel oluyor. Sana bir sır vereyim mi? Bugün müzede gördüğün heykeller var ya, dün burada onlar içiyordu. Allah deyip, rakı içtikleri için taş oldular. Garsonlar onları gizlice müzeye taşıdı.
- …
- Yahu şaka, gevşe biraz. Sen takılmana bak.

10. Yıl marşı başlayıp, bütün masalar tempo tutunca ise manası Türkçede aşağı-yukarı “oha” olan bir lâf etti. En çok da Onuncu Yıl Marşı eşliğinde tren yapılmasını yadırgadı. Önce kısık bir sesle “burası emekli subayların lokantası mı” diye sordu. Nasıl baktıysam, “boşver” dedi, “takılalım”.

Bir de bir Arap bir de Yunan şarkısı çalınca tümden aklı karıştı.
-Siz Yunanları seviyor musunuz?
-Arada bir.
-Ama Yunan şarkısı dinliyorsunuz?
-Arada bir işte.
-O demin söylenen Arapça şarkı ne diyor?
-Ne bileyim ben.
-Yunanca şarkının sözleri ne?
-Yahu nereden bileyim?
-O zaman neden dinliyorsunuz?
-Güzel oluyor. İlla anlamak mı lâzım.
- …

Bir Azerî türküsünü de tercüme edince, “buradaki herkes Azerice biliyor öyle mi?” diye sordu, ama artık bende de cevap verecek takat kalmamıştı.

Onun bu kültür şoku üç-dört saat sürdü. Sonra kalkmak istedi, yorulmuştu. “Yahu olur mu” dedim, “daha çorba içeceğiz”. Bana çok garip baktı, “ama yemek yemiştik. Yemekten sonra da balık yemiştik. Rakının üzerine nedense bira da içtik. Üstelik o kadar yemeğin üzerine sıcak helva da yedik, sonra bir de meyve yedik. Onun da üzerine kuru yemiş yedik. Kahve de içtik”…

“Olmaz”, dedim. “Şimdi de çorba içeceğiz. Devamında da dürüm yiyeceğiz. Türkler gibi eğlenmek istemiyor muydun?” Boynunu büktü. Bir şey söylemedi. Oradan bir dürümcüye gittik. Mercimek çorbası, birer porsiyon soslu-soğanlı dürüm. Ben “keşke başka çorba içseydik” deyip, keyifle, şirden tuzlama, paça ve işkembeyi anlatmaya başladım, ama yüzünü ekşiterek eliyle “ne olur sus” gibisinden bir hareket yaptı. Onu pek anlamadım.

Yolda bana baktı, baktı sonra; “biliyor musun?” dedi, “biz Almanlar da aslında eğleniriz”…

“Ne yaparsınız” diye sordum, “uzun masalarda yan yana oturup, bira içerek, sallandığınızı biliyorum. Bir de bizde ilkokulda deve-cüce diye bir oyun vardır. Galiba onu da oynuyorsunuz” dedim. O bir şey demedi…

Biraz sonra “biraz fark olacak tabii, siz Akdeniz milletisiniz” dedi. Ben de “tam değil” dedim. “Aslında aynı zamanda Kafkasyalı, Orta Asyalı, Orta Doğulu, Avrupalı, Balkanlı ve Egeli, Karadenizliyiz” dedim.

“Haydi” dedim. Sevinçle “otele mi gidiyoruz” dedi. “Yoo” dedim, “konyaaltina gidiyoruz. Orada denizin ve martilarin sesini dinleyecegiz . Şimdi yola çıkarsak, şafak sökerken orada oluruz. Güneş doğarken rakı içeceğiz”. Bana garip garip baktı, “ondan sonra otele dönebilir miyim” diye sordu.

Kahvaltı saatinde oteline bıraktım. Öğleyin yeniden buluştuk. Ne kahvaltıda ne de öğle yemeğinde hiçbir şey yememiş. Sadece soda içmiş. “Keşke kahvaltıda benim bildiğim bir yer var, oraya gitseydik. Sucuklu yumurta yerdik” diyecektim, vazgeçtim. “Sakın Türkleri AB’ye sokmayın” diye bir yazı yazmış. Çok şaşırdım, “bana senin Türkiye’nin AB’ye girmesini istediğini söylemişlerdi” dedim. “Öyleydi” dedi, “ama o zaman daha Türkiye’ye gelmemiştim” dedi. “Türkiye’yi sevmedin mi” diye sordum.

“Bayıldım” dedi, “harika bir ülke” dedi, “ama AB’ye girerseniz, hem siz bozulursunuz hem de biz bozuluruz” dedi. Çünkü biz zaten dominan kültürmüşüz. AB’ye girersek, on sene sonra Fransızlar, Almanlar “sürünüyorum” diye göbek atmaya, yeni nesil “kadınım bıçakla beni, seni çok seviyorum” diye ilân-ı aşk etmeye başlarmış.

“Şu Ren’in suyu akar delidir oy, oy, oy” gibi, “yaslan dağın yamacına Hans Peter’im” gibi, “Münih’in etrafı dumanlı dağlar” gibi filân işte…

Ayrıca bütün Avrupa obez olurmuş. Kimse de sabah işe zamanında yetişemezmiş. “Bir nasıl bozuluruz” diye sordum, “size” dedi, AB’de bunların yarısını yaptırmazlar” dedi.

Aman neyse boş verin, biz takılalım… O da artık takılıyor zaten.
nataliia.ask@yandex.ru
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://soner-aktas.yetkin-forum.com
 
TÜRKLER GİBİ EĞLENMEK - SİZİ AB ye ALMASINLAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║ :: Eğlence :: Bunları Biliyormuydunuz-
Buraya geçin: