Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║
Hoşgeldiniz.

sizde sitemizin tüm içeriğinden faydalanmak istiyorsan üye olun veya üye iseniz giriş yapınız iyi forumlar .

Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║
Hoşgeldiniz.

sizde sitemizin tüm içeriğinden faydalanmak istiyorsan üye olun veya üye iseniz giriş yapınız iyi forumlar .

Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║

Welcome to the site & Siteye Hoşgeldiniz.

 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Galeri
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 141 kişi 5/14/2011, 14:38 tarihinde online oldu.
En son konular
» Peki bunlari biliyormuydunuz
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty7/8/2011, 11:46 tarafından Nymphadora.*

» Benden avatarlar .
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty7/8/2011, 11:42 tarafından Nymphadora.*

» TÜM YALANLARA HAYIR!!!!!!
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty7/8/2011, 11:20 tarafından Nymphadora.*

» Dünyalar kadar seviliyosun (:
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty7/8/2011, 11:04 tarafından Nymphadora.*

» Soner aktas`in youtube sitesindeki özel videolari..
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty7/8/2011, 11:03 tarafından Nymphadora.*

» Antalya Manzara Resimleri..
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty7/8/2011, 11:00 tarafından Nymphadora.*

» Ben
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty7/8/2011, 10:51 tarafından Nymphadora.*

» İTAAT EDENLER GİDECEK BİAT EDENLER GELECEK..!
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty12/31/2010, 05:46 tarafından Admin

» Şimdi tanıdınmı beni ?
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty12/17/2010, 08:55 tarafından Admin

Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde SoNeR AkTaŞ adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║ adresi saklayın ve paylaşın
Anket
Forum

 

 MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 132
Puan : 655
Kayıt tarihi : 03/10/09
Nerden : Antalya & Almanya

Kişi sayfası
Rep Gücü :
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Left_bar_bleue1000/1000MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty_bar_bleue  (1000/1000)

MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty
MesajKonu: MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..!   MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..! Empty9/21/2010, 02:29

MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..!

Mezbahanın ön odasıdır Habertürk. Kesimi
yapılacak gazeteciler önce buraya alınıp sağlık kontrolünden geçirilir. Tüyleri taranır, enseleri traş edilir. Bekir Coşkun gibi biraz besili olanlar daha geniş, ferah odalara alınır...
Sonra da boy sırasına göre bıçağın altına giderler. Etleri, açılışı Başbakan t...arafından yapılan lüks AVM'lerde
satışa çıkarılır...
-------------------------------------------------------
4 Nisan 2007 tarihinde, yine bu sütunlarda "İneğin Yalakası Kasabın Bıçağını Yalar" diye bir yazı yazmış ve şöyle demişiz:

"İneğin yalakası kasabın bıçağını yalarmış. Tahmin ettiğiniz gibi o "inek" Sabah gazetesi oluyor...

Sen hükümete o kadar yalakalık yap, yine de el konulmaktan kurtulama..

Daha üç gün önce Sayın Başbakan, Sayın Turgay Ciner ve Sayın Fatih Altaylı "temiz internet" kampanyası töreninde ne kadar da samimi pozlar vermişlerdi oysa...Gören de bu yol arkadaşlığının bir ömür boyu süreceğini zannetti. Tam bir "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısı fotoğrafıydı...İşin iç yüzü öyle değilmiş demek ki...

Biz, Aydın Doğan'a Başbakanlık'ta nasıl ayar verildiğini yazdığı için başı ağrımış bir gazeteciyiz... Eylül ayında gerçekleşen bu davetten bir kaç gün sonra Turgay Ciner de Başbakanlığa çağrıldı ve bir de baktık ki meşhur "POAŞ'da vergi kaçağı" haberini Sabah gazetesi patlatmış!

Teşbihte hata olmaz, yakın tarihimizin en başarılı "İti ite kırdırma" operasyonuydu. Helal olsun o AK Parti hükümetine!"

......

Sabah gazetesine TMSF tarafından aniden el konulduğunda "büyük gazeteci" Fatih Altaylı, önce bu durumu normalmiş gibi karşılayıp istifini hiç bozmadı. Oysa, dilinden "bağımsız gazetecilik" kavramını düşürmeyen haysiyetli bir insandan ne beklenirdi? Tabii ki derhal istifa etmek.

İstifa etmek ne kelime, arkadaş hâlâ koltuğunu koruyacağından emin bir şekilde, "TMSF yönetimi altında da bağımsız gazetecilik yapılabileceğini göstereceğiz" diye yazı yazdı.

TMSF yönetimi altında bağımsız gazetecilik?!

Tabii Altaylı, dünya basın tarihine geçmesi kesin olan böyle bir projeyi hayata geçirme fırsatı bulamadan genel yayın yönetmenliğinden alındı ve gazeteyle olan ilişiği kesildi.

"TMSF yönetimi altında da bağımsız gazetecilik yapılabileceğini göstereceğiz" atasözü, sadece Türk matbuat tarihine geçmekle kalmış bir atasözü değildir.

Fatih Altaylı, en az kendisi kadar" büyük" olan bu fikri, bırakın TMSF yönetimi altındaki Sabah gazetesinde, "gücü bağımsızlığında" sloganıyla yola çıkardığı Habertürk gazetesinde bile hayata geçiremedi.

Sadece şöyle bir fark oldu: kapı kulluğunda sınıf atladılar!. Artık TMSF'nin basın müşavirinden değil Başbakan'ın bizzat kendisinden ve Başbakan'a yakın bir takım adamlardan talimat alıyorlar.

Bu talimatların en sıradan olanı da herkesin bildiği gibi "Falancayı işe alın, filancayı işten çıkarın" talimatı.

"Tak" diye istenenler "şak" diye yapılıyor.

Yazdığı muhalif yazılardan dolayı Hürriyet gazetesinde barınamaz hale gelen Bekir Coşkun, tantanalı bir tanıtım kampanyası ile "gücü özgürlüğünde" bu gazetenin kadrosuna geçti.

Son günlerde kendisinden haber alınamıyor...

Medya kulislerinde dolaşan söylentilere göre Bekir Coşkun'dan referandum öncesi bir süre yazı yazmaması istendi. Coşkun da bunun üzerine izne ayrıldı. (Gazete yönetimi tarafından zorunlu izine çıkarıldığı duyumları da var).

Bu izin bir türlü bitmek bilmiyor. Kendisine ulaşıp "Abi ne oluyor? İzin dönüşü işe başlatılmayacak mışsın, doğru mu?" diye soranlar oldu. Bekir Coşkun, abartılı bir hayret nidâsı ile "Ne diyorsunuuuz? dedikten sonra "İlk kez sizden duyuyorum. Sağlık sebebiyle izne çıktım ben; gazete yönetimiyle hiç bir sorunumuz yok. Gözlerinizden öpüyorum" dedi ve telefonu kapattı.

Bekir Coşkun'un sadece yazarlık değil, tiyatro yeteneğinin de olduğunu şu meşhur aşçılı reklamda anlar gibi olmuştuk ama bu açıklaması üzerine görüyoruz ki kendisi en az yazarlık kadar tiyatro oyunculuğunda da başarılıdır.

Habertürk'e bir milyon dolar transfer ücreti karşılığında geçtiği konuşulmuştu. Muhalif gazeteci ve yazarların acından öldürüldüğü bir ortamda Bekir Coşkun için 1 milyon doları sağ cebinden çıkaranlar, transfer sözleşmesine, "İşten çıkarılma durumunda kamuoyuna açıklama yapılması veya gazete yönetimini suçlayıcı yaklaşımlarda bulunulması durumunda cezai şartların uygulanacağı" maddesini eklemeyi unutmamışlardır herhalde.

Demek ki hayatta "Bekir abileri" de susturacak meblağlar ve sözleşme maddeleri varmış...

(Ümit Zileli'nin de Kanaltürk'te yayınlanan "Ters Cephe" adlı programda Rasim Ozan Kütahyalı'nın karşısına "Pişekâr" rolünde çıkmasını "Haftada bir milyar veriyorlar, özel hayatımda sorunlar var ne yapsaydım yani.." şeklinde açıkladığını ve program aralarında Kütahyalı ile pek enseye tokat bir muhabbet içinde olduğunu da biliyoruz meselâ...)

"TMSF yönetimi altında bağımsız gazetecilik" sözünü tutamamanın mahcubiyetinden olsa gerek Fatih Altaylı, Türkiye'nin en çok okunan yazarları, işinde en başarılı muhabir ve editörleri "gücü özgürlüğünde" gazetesinde bir araya getirmek gibi bir hevese kaptırmıştır kendisini.

Bir koleksiyoncunun hırsını ve duygusuzluğunu taşır bu yüzden. Koleksiyonuna değer katacağını düşündüğü "parçaları" büyük paralar ve üst düzey yaşam vaatleri karşılığı satın almakta; sıkıldığında, istek geldiğinde veya o "parçanın" artık koleksiyonuna zenginlik katmadığını düşündüğünde kaldırıp çöpe atmaktadır.

Kıyım bir müddet sonra kıyıcıya zevk vermeye başlar. Seri katil psikolojisi gibidir. Kan içmeden duramaz hale gelirsiniz. "Gücü özgürlüğünde" gazete, henüz ikinci yılını tamamlamadığı halde, şimdiye kadar yüzlerce insan sudan sebeplerle işten atılmıştır. Habertürk'te hallen Hitler'in gaz odalarından bile daha sessiz bir kıyım makinası çalışmaktadır.

İşten çıkarmaların nasıl bir karar süreciyle gerçekleştiğini anlamak istiyorsanız, "Tarihin arka odası" adlı programa egemen olan o hastalıklı kişilik yapısını izleyin. Fatih Altaylı'nın etekleri altında yiyecek bulmuş bir kaç tipin gazeteciliğe, kültüre, insanlığa nasıl baktıklarını, nasıl yaklaştıklarını görün.

O megoloman, yarı cahil ve gaddar bir yaşlılığın psikoljisine teslim olmuş antikacının prorama katılanlara ve programın daimi üyesi biri kadın, biri erkek o iki zavallı şamar oğlanına neler yaptığını görün.

"Gücü özgürlüğünde" gazete, işte bu megoloman, gaddar ve ihtiyar antikacı ile Fatih Altaylı'nın "kankalığı" altında yönetilmektedir. Ellerinde viski kadehiyle personel dedikodusu yapmakta ve canları sıkıldıkça "bugün kimi atsak" diye kura çekmektedirler.

Kafa yordukları tek şey, "Nasıl yayın yapsak da, hükümete el altından yaransak; olmadı kendimize pazarlık alanı yaratsak" meselesidir.

"Bağımsız gazetecilik" görünümü verilmiş bir kaç yayınları da "vurduğun yerden ses gelir" mantığıyla yapılmış ve iktidarı pazarlığa zorlamayı amaçlayan yayınlardır. Devamının geldiğini göremesiniz. Vurup kaçarlar, istediklerini kopardıktan sonra da seslerini keserler.

E gazetecilik de böyle bir şeydir zaten. Uyanık olmak lazımdır. Pazarlık masasına otururken ceplerinde her zaman bir kaç adet yazar, çizer, muhabir vs. olsun isterler.

Çalıştıkları kurumlardan yüksek maaşlar karşılığı kopardıkları insanlar onlar için sadece bir "insan havuzudur". Kelle vermek icap ettiğinde o havuzda bir miktar alabalık bulunmalıdır. Siz bir kaç ay havuzda yüksek maaşınızla tatlı su balığı gibi yaşadıktan sonra kendinizi birden Taksim'deki çöp bidonlarından birinde bulursunuz..

Ve sesiniz soluğunuz çıkmaz nedense. Artık nasıl korkutulmuşsanız, başınıza geleni karınıza-kocanıza bile anlatamazsınız. Bekir Coşkun olsanız "Aaa!Valla sizden duydum" diye tiyatro oynamaktan başka bir şey gelmez elinizden.

Habertürk'te çalışan bir arkadaşınız varsa, eski kişiliğini nasıl terkettiğine, nasıl asosyalleşip ürkekleştiğine, selam vermekten, telefonda "alo" demekten nasıl korkar hale geldiğine dikkat edin. Yüksek maaş ve "buradan gidersen başka yerde iş bulamazsın" tehdidi altında köleleştirilmiştir bu insanlar.

İşte bu ahvâl ve şerait altında insanlar, şahsiyetlerini kaybetmekte, işten atılma korkusuyla ihtiyar antikacının ve "TMSF yönetimi altında bile bağımsız gazetecilik yapacağını "iddia eden şahsın çevresindeki tarihçi bozntularıyla, mankenciklerle, lüks fahişe kılıklı haber spikerleriyle vs iyi geçinme, onlara kendiierini beğendirme zilletine düşmüşlerdir..

Mezbahanın ön odasıdır Habertürk. Kesimi yapılacak gazeteciler önce buraya alınıp sağlık kontrolünden geçirilir. Tüyleri taranır, enseleri traş edilir. Bekir Coşkun gibi biraz besili olanlar daha geniş, ferah odalara alınır...

Sonra da boy sırasına göre bıçağın altına giderler. Etleri, açılışı Başbakan tarafından yapılan lüks AVM'lerde satışa çıkarılır...

Açık istihbarat
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://soner-aktas.yetkin-forum.com
 
MEZBAHANIN ÖN ODASI HABERTÜRK..!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Soner AKTAŞ ®™ █║▌│█│║▌║││█║ :: Günün ve Gündemin Yorumu.-
Buraya geçin: